2 Haziran 2009 Salı

Ceren Necipoğlu - Kısa Bir Umut Yazısı

5 Mayıs 2009 tarihinde Anadolu Üniversitesi’nde verdiği (sanırım Türkiye’deki son konseri) konserde ilk kez dinlediğim sanatçı Ceren Necipoğlu müziği, kibar ses tonu ve güzelliği ile salondaki herkesi büyülemişti. Mükemmel konserinde sadece eserleri çalmakla kalmamış, her eserle ilgili bilgiler vermişti. Hatta eserlerden önce, arp enstrümanın hangi özelliklerini kullanarak, parçada nasıl etkiler verdiğini tek tek izah etmişti. Yani konser mini bir arp dersini de içeriyordu. Saz semailerinin arpa uyarlanmış parçalarını dinlerdik. Daha sonra beş adet Türkiye’de ilk kez seslendirilen parça dinledik. Hasan Uçarsu’nun “Mavi ay gri, sarı gece duvar” adlı parçayı sadece dinleseydik neler hissederdik bilmiyorum ancak Ceren Necipoğlu, parçadan önce yine bu eserin nasıl ortaya çıktığını, “deprem” olgusuyla nasıl iç içe olduğunu, eser içinde kullanılan değişik arp çalma tekniklerini yine bizlerle paylaştığı için zevkimiz, hüznümüz katlanarak arttı. Ve itiraf ediyorum ilk kez bir klasik müzik konserinde gözlerim doldu, hatta çaktırmadan ağladım. Amir Mahyar Tafreshipour’un “A Night in Shiraz, for chang (Şiraz’da Bir Gece, çeng için) adlı eserini dinlerken kendimden geçtim. Eser Amir Mahyar Tafreshipour beyninden ve Ceren Necipoğlu’nun ellerinden geçip benim, annemin ve bütün salonun kulaklarıma ulaşmış ve vücutlarımızla resmen kaynaşmıştı.

Ceren Necipoğlu’nun dünya çapında Arp müziğine yapmış olduğu katkılar, şu anda önümde duran, konser broşüründe yazıyor. O kadar çok ki yazmaya üşeniyorum. Koca bir sayfa dolusu başarılar…

Ve dün bir uçak düştü. Üç yüze yakın yolcusu olan uçak okyanusta kaybolmuş. Sonra uçakta 1 Türk yolcu olduğunu öğrendim gazeteden. Sonra o Türk’ün Ceren Necipoğlu olduğunu öğrendim. Daha 25 gün önce 2 metre karşımda, mükemmel müziği, kibar sesi ve güzelliğiyle orada arp çalan Ceren Necipoğlu. Bir akrabamı kaybetmiş kadar üzüldüm. İnternetteki haber-gazete sitelerinde haberin altına aptalca ve rezilce yorum yapan insanları okudum. Herkesten, hepsinden bir daha nefret ettim.

2 Haziran 2009 saat 21:34 hala hiçbir cesede ulaşılamadı. Yani hala bir mucize veya umut var. Dualar var. Bu kadar kişi var ona dua eden. Ceren Necipoğlu okyanusun ortasında hala yaşam savaşı veriyor olabilir şu an.

Hiç yorum yok: