31 Ocak 2009 Cumartesi

Hayal Dünyası Cinayeti

Düşlemek güzeldir bazı şeyleri
hele ki konun aşk ise
Bir hanım efendi vardır bir de beyefendi
Başlarda farkında olmasalar da birbirlerinden
Sonra epey uzar bu sevgi hikayesi
Ya da sadece birisi sever diğerinin haberi bile olmaz henüz
Zaten olsa da değişmez ki bu düş
Ama nerden bilebilirdim ki
Hayatında zaten varmış bir umutlu,
Çok da mutlu yüz
İşte o anda kararır her yer
Nefes alamıyormuş gibi,
Yutkunamıyormuş gibi,
Boğuluyormuş gibi,
Belki de üşüyor hatta donuyormuş gibi ...
Göremiyor ve duyamıyormuş gibi
Ağlayamıyormuş gibi olursun
En baştaki o pespembe düşlerine ne oldu ?
Evet.
İşte bu bir Hayal Dünyası Cinayetidir
En baştaki o güzelim düşlerin
Tam ortadan yırtıldığı andır ...
Ahlarla vahlarla geçti ömrümüz gelecek günleri beklemekle planlamakla. İsteklerimizi bir noelbaba gelecekmişçesine kağıtlara dökerek. İstedikerimizi alamayınca çocuklar gibi ağlarken bulduk kendimizi. Aslında istediklerimizi aldığımızda da ağladık. Gözyaşlarımız bazen boğazımıza takıldı, sanki bir balık kılçığı gibi üzerine su içtiğin halde orada hala takılı kalan.

Uzaklara alınmış otobüs biletleri vardı ellerimizde umutlarımızdan birer parçaydılar sanki. Bazılarımız gitti umutlarını aradı buldu bazılarımızsa giden otobüslere bakakaldılar.

Ellerimizde içki şişeleri de vardı her yudumda daha da cesaretlendik her adımda daha uzaklaştık. Geç veya erken alınmış kararlara. Konuşacaklar bitti, kağıtlar kalemler bitti, sen gittin.

30 Ocak 2009 Cuma

Rahatsızlık Arzusu

Oysa ne kadar çok isterdim
Telefonun çalmasını
Yahut
Adresimi bilmediğini bile bile
Ve hatta bilmem kaç yüz metre uzakta olduğundan habersizmişim gibi
Kapının zırlamasını
Rahatsız edilmek arzusu
Onun tarafından…

26 Ocak 2009 Pazartesi

daha fazlası için http://kzzaan.deviantart.com/

insancıl kitabevi ve daha fazlası http://kzzaan.deviantart.com/

bir deneme daha

Bir derya olmalı insan kendini aşmalı bir sıkıntı karşısında bir bardak suya atılmış bir kaşık tuz gibi onu kendi bünyesinde eritmeli.
Zamanıdır insanın bir gaye edinmesinin, zamanıdır insanın en yüce umudunun tohumunu ekmesinin.
Zerdüşt gelmeyecek artık.O geldi ve bize bu milletin üzerinde yzşayacağı toprakları nasıl kazanacağımızı gösterdi.O geldi ve Türk milletinin nasıl olması gerektiğini gösterdi.Artık tekrar gelmeyecek.Bunları öğrenenlerin yanına kar kalacak bunkar.Ama bunlardan da bazı cesaretliler çıkacak yoldan sapanları davayı bırakmayı düşünenleri tekrar davaya katacak.
Nietzsche’ nin de dediği gibi tanrı öldü.Sadece Hıristiyanların İsa’sı değil. Yaşayan tüm insanların tanrıları öldü.
Kimilerinin aşk, kimilerinin iyilik, kimilerinin en büyük tanrısı ruhları öldü. Bunları canlandırmak çok zor artık. Bir Zerdüşt gelmeyecek beklemeyin. Bakın kütüphanenize okuduklarınıza bir şey göremiyorsunuz değil mi ? Okumadınız değil mi ? Düşünün izledikleriniz konuştuklarınızı arkadaşlarınızı gittiğiniz yerleri. Hiçbiri beş para etmez değil mi ?
Zerdüşt gelmeyecek sizin ölmüş ruhlarınızı canlandırmayacak. Bitmek bilmeyen isteklerinize cevap vermeyecek

Dünya Kafe'de Aşk Çayı'nı Yudumlarken

Bir kız vardı
Henüz on sekizine girmişti
ve çabası vardı
Geçmişi unutmak , hayatına yenilikler getirmek
Aslında mutluydu
Sadece kafası karışıktı biraz
Ve bir oğlan vardı
Fazla göze batmayan , sempatik , zeki
Kendi halinde bir oğlan vardı ...
Sabah oldu mu beraber derslere girer
Akşam oldu mu vazifesini yapar
Gece oldu mu gecenin sessizliğiyle o da kaybolur giderdi
Gözleri açık yeşildi
Saçları siyahtı hafif dalgalıydı hafif de uzundu
Çok da kibardı işte bir oğlan vardı ve kız ...
Evet beklenen olmuştu
Dünya Kafe'de Aşk Çayı'nı yudumlarken kız
Tat almaya başlamıştı ilk kez yaptığı her şeyden
Yapmıştı çünkü o hayatında çok çok istediği yeniliği
Şimdi daha mutluydu
Dünya döndükçe günler geçikçe daha da mutlu oluyordu
Ders çıkışları olsa da aşağı sigara içmeye inse o oğlan !
ve Dünya Kafe'de Aşk Çayı'nı yudumlarken kız o oğlandan çok hoşlanmıştı ...

---

Mevsim Bekleyişleri

Kışın bitmesine epey var
Sıcak su torbası
Kauçuk kokusu
Battaniye ve uzun mavi bir hırka
Biraz tatil, memleketlerde
Kendi odalarımızda
Gerçek odalarımız

Baharda görüşürüz yine
belki
Hem o zaman toprak ısınmış olur
sen ısınmış olursun
Kat kat giyinmezsin
lahana gibi
Ya da kaybolan eldivenler

Aranan adam
Aranılan kadın
Arayan adam
Aldırmayan kadın
Arındırılamayan kafalar

22 Ocak 2009 Perşembe


Zalam-ı Vuslat

Sevmek mi?
Aslında güzel bir gündü
Anlaşmıştık seninle aynı yerde
El ele oturacaktık yemyeşil çimlerin üstünde
Ve sarılacaktık tüm gün doyabilmek içn belki de
Sonra o mis kokulu çiçekler soldu birden
O çok sevdiğin güneş kaçtı bizden
Sanki korkmuş gibiydi
Bir anda bitti her şey
Kapkara bir ortam oluştu
Kızmıştı birileri bize
Kaçamıyorduk oradan,
Bulamıyorduk birbirimizi
"Yarın olsun artık lütfen " sesleriyle irkildik
Birileri tutup çıkarmaya çalışıyordu bizi ordan
Sesleniyorlardı bize
Duymuyorduk onları umarsızca devam ediyorduk
Her geçen saniye daha da karanlığa
Bir şeyler oluyordu hissediyorduk
Tenimize soğuk bir yağmur damlası damlarken
Biz hala arıyorduk birbirimizi
Sonra koşmaya başlıyorduk ikimiz de
Kaçıyorduk birilerinden
Belki de bir şeylerden
Birbirimizi arıyorduk belki de
Önümüz o pis dedikoducuların yaptığı
Saçma yorumlarından oluşan bir sisle kaplıydı
O sis engeldi işte bize
Kavuşmamızı istemiyorlardı onlar bizim
Bir anda o sis kayboldu ve gördük birbirimizi
Sona ermişti zalam bulutu
Sevgimizle yendik biz o bulutu
İşte buydu bizim hikayemiz
Şimdi anlayın dostlar zalam-ı vuslat'ın hikayesini
Bir karanlık kavuşmadan ibaretti bizimkisi
Bazen sadece sevmek yetmiyor bunu anladık
Engelleri aşana dek çabalamak da gerekiyormuş
Biz çabuk pes ettik siz bizden olmayın ...

21 Ocak 2009 Çarşamba

Anlamsız Dizeler

Geceler
Ölümle biter
Ve yeni dünyaya ışık dolu gözler
Ay ve güneş
Birbirini tamamlayan bu süreç
Maviliklerin yol aldığı
Gizemli bahçe

Acı sona erer
Dillerle söylenen şarkılar
Melodiler eşliğinde bir masala döner
Ve sevinç alır gökyüzünü

Durmadan sevişenler
Aşk,bıraktığım dünyada kaldı
Bıraktığım dünya seninle birlikte yok oldu
Ve ben ebedi mutluluk sarhoşluğunda
Yelken açtım gök mavi diyarlara…

20 Ocak 2009 Salı



Onlar Biliyor Ben Değil

Bir gözlerime , bir de kalbime sor kendini
Onlar biliyor ben değil sevgini !
Onlar seviyor seni hala ilk günkü kadar
Onlar özlüyor seni ayrıldığımızın ilk günü gibi
Küçük bir masaldaki kahramanlar olduğumuzu
Aslında sadece benim kahraman olduğumu
Hayal kırıklıklarıyla dolu birkaç aylık evcilik oyununu ...

Bir gözlerime , bir de kalbime sor kendini
Seni sevmenin onlara neden acı verdiğini
Onlar korkuyor sensiz ben değil !
Bana sürekli yalvarıyorlar "git ona " diye
Ellerimi de kışkırtıyorlar ellerini tutmuyor diye
Gözyaşlarımı zorluyorlar akmaları için
Kontrol edemiyorum !
Ayaklarımla aram bozuk zaten
Yanına gitmiyorum bu aralar diye
Ama sen hep dersin ya bana
"Beni nasıl bu kadar çok sevebiliyorsun ? "
İşte bunu
Bir gözlerime bir de kalbime sor
Onlar anlatsın senin bendeki değerini ...

19 Ocak 2009 Pazartesi

...



hepsi ve daha fazlası http://maktul666.deviantart.com/

Sen Gittin Gideli

Bir fısıltı duyuyorum
Sanki bana gitme diyor
Belki hala seviyordur seni
Haydi durma tut elini
Bir çığlık duyuyorum
Geri dön bana diyor
Sensiz olmuyor buralar
Gittiğinden beri uykusuz kaldım
Dalıyorum bilinmedik diyarlara
Hele o giderken demediğin
Hoşçakal bile koyuyor bana
Hadi ne duruyorsun git
Aynı o gün yaptığın gibi
Son öpücüğün yeter ki bana
İlle bağırmak mı gerekir
Arkandan haykırayım mı git diye
Unuturum ben seninle hayallerimi
Gömerim kalbime geçen her güzelliği
Gizlerim herkesten düşlerimi
Zaten artık sadece düşlerimdeymişsin
Kalbimdeki ateşle başbaşaymışım
Anılarımla başbaşa
Rüyalardaymışım
Yaşamıyormuşum sen gittin gideli ...

18 Ocak 2009 Pazar

Bir Kişiye ve Gazze'ye Dair

Kelimelerini deftere dökerken ürkek
belli ki emin değil
Bir başkasının fısıldadığı belli
Her seferinde boynunu büküyor
kafanı sağa yatırıyorsun
Fısıltıları duyabilmek senin işin
kelimeleri herkes yazar
Sen değil misin şiiri herkes yazar
Fısıltıları duyuyorsun
belli
öyle gözüküyor tam karşıdan
Sonra bir takım inatlaşmalar
Hangi sayfa yazmak için doğru
Yahut “Bu sayfanın nesi var?” sıkıntısı sebepsiz yere
Sildiğin, sildiğim fotoğraflarda yok olurken sanal dünyada
Analog kullanmalı diyorum
içimden
Filmi nasıl siler insan?
Ve birileri Gazze için “İnsanlık Nöbeti” tutarken
Ben bir barda
Ve de kör karanlıkta
Nihat Genç’in “Kalbimi Filistin’e Gömün” yazısını okuyorum
Biramı yudumluyorum
Gözlerim doluyor
Kelimeler fısıldanıyor
Ve fakat duyamıyorum
Hayli gürültülü bir şarkı var duyamıyorum
Üşümüyorum sizler gibi
Elin üşümüş mühim değil hiç
Kaçınızın içi üşüyor
Gazze denilince?

15 Ocak 2009 Perşembe

11 Ocak 2009 Pazar

(M)

sen, ben,iki beden
birleşmesi mucize olan iki ayrı serüven
sende eldiven
bende sonsuz sevgi var gönülden
birde uyaksız, ölçüsüz uydurduğum şiirlerim var,beyinden
kalpten, düşlerden,yaşamdan
olmayan dünyadan
kurguladığım bir peri var düşümden
elini uzatmadan giden
rüzgarı tokat gibi geçen
bir perim var her an kalbimden
yaşama dair tek düş kurduran
gülümseten,sevindiren"yubbu" dedirten
hatta daha da uzatmak gerekirse
YUBBU HU HU HU dedirten
bir perim var hala içimde(n)
bitireyim artık isim vermeden
baş harfi "M" harfinden...

8 Ocak 2009 Perşembe

siyah ve beyaz
belki karanlık ve aydınlık olmalıydı bu günler sanırsam hava biraz dumanlı aslında karanlık da değil yoğun bi duman var.nedense her yer is kokuyor bütün şehirde doğalgaz kullanılmasına karşın kilometrelerce öteden geliyor bu is bu duman bu karanlık. kimsenin ses çıkaramadığı bi yerden kimsenin dur demek istemediği bi yerden.
bazılarımız aklımızda orası varken sarhoş olamıyo bazılarımız da haklılar demek için birbirini yiyio kim doğru kim yanlış belli değil bi gerçek varsa insanlar ölüyo daha hiç sarhoş olmamış daha hiç aşık olmamış belki de daha dünyaya gelmemiş.
kimsenin bilmediği bi yer orası hiç bir gazetecenin bulunmadığı hiç bir kimsenin dışarı çıkarılmadığı ve burda işgal yok derken kendi bile inanmadığı bi yer.
yıkıntılar arasında hayatta tek tük kalmış çacukların silahlarla oynadığı bi yer orası hayatta kalmak için insanların savaşması ve ölmesi gereken bi yer orası.
sokak lambaları yanmıyor orda gerek de yok her gece zaten havai fişek gösterisi var.bazılarımızın izlerken eğlendiği bazılarızın da görünce kaçmak için delik aradığı bi havai fişek gösterisi.

2009 + 01:35 ve Gazze

Kafamda sadece Gazze varken şarap içerek yeni yıla girmek ailemle. Onların aileleri nerede? Onlar nerede? Yazmam gereken kelimeler, noktalama işaretleri ve destan nerede? Şiddet yanlısı mıyım yoksa hukuk yanlışı mı bütün hukuk devletleri? Sarhoşken kelimeler dökülür sanmıştım, yanılmışım. Sadece ağlamayı kolaylaştırıyor içmek. Kelimelerim hala kayıp. Gazze için ağıt ve yeni yıla methiye. Kapat gözlerini ve dinlen belki ayın, yılın 1'i iyi gelir bana sana onlara. Ya da kandırmayın bu adamı. Ölmek kolay ve oldukça tırt bir fiziki olay. ATP ler, kan, beyin, kalp falan. Ve ölen herkesin bir katilinin olması. İster ben, ister Karındeşen Jack, ister İsrail, ister tanrı ve meleği azrail. Neye inanıyorsan inan hepsinin vardır bir katili, kanıtlayabilirim. Sarhoşum, beni ve kelimelerimi mazur görün. Gazze için ağıt ve bir şişe şarap ile elimdeki kağıt!
Bitti!