10 Temmuz 2009 Cuma

Vaka : Bölüm 1

Hiç ışık yoktu, derisinin altında sanki kıvılcımlar saçan bir tabaka vardı. Bu acıyla bağırmak istedi fakat tek bir kasını bile oynatamadı. Bir süre sonra kalbinin çok hızlı attığını hissetti ve korkuya kapıldı fakat bu korku çarpıntıyı daha da hızlandırdı.Acıları bir süre sonra hafifledi ve düşüyormuş gibi bir hissi duyumsayabilmesini sağladı.
Göz kapaklarına çarpan ışığın verdiği rahatsızlıkla uyandı, yatağında doğruldu.Vücudu çıplaktı ve ilk göze çarpan şey göğüsünün alt kısmından leğen kemiğine kadar olan kısmın vücudunun geri kalanıyla olan uyumsuzluğuydu. Bu bir vücut bozukluğu değil daha çok yapay bir değişime benziyordu. Fakat GH-1409-TL buna hiç aldırış etmedi. Ona böyle diyorum çünkü Gia Han'dan Tobb Lun gezegenine gelen 1409. vaka oydu.
GH-1409-TL bir jeologtu, burada yapacağı iş taş örnekleri toplayıp sınıflandıracak ve gezegenin oluşum süreciyle sonrasında geçirdiği evreleri tanımlayıp kuramsal biçimde raporlayacaktı. Kubbesinden dışarı çıkmadan önce atmosfer giysisini giydi. Arazi aracına binip ekrandan sıradaki bölgeyi işaretledi. Aslında örnek toplama işini robotlarından birinede yaptırabilirdi ama bugün biraz gezintiye çıkmak istemişti. Gezegenin yüzeyine sarı- yeşil rekler hakimdi. Önceden yaptığı incelemelerde sülfür, sülfürdioksit ve çeşitli silikatlardan oluşan yüzeyin bu şekilde gözükmesi akla uygundu. Son birkaç haftadır ilginç birşeyle karşılaşmamıştı gezegen gayet tekdüze gözüküyordu. Kendine ait bölgenin yüzey verilerini bir an önce toplayıp kabuğun altını incelemek için sondaj yapmak niyetindeydi, ona göre gezegenlerin tarihi ve en ilginç yerleri kabuğun altındaydı. Birkaç saat tekdüze belirlenmiş noktalardan örnekler topladı. Tobb Lun 'un sarı yıldızı batmak üzeryken sülfürdiyoksit yağmuru başladı.Şimdi yapılacak en iyi şey kubbeye geri dönmekti.
Kubbede robotları programlayıp raporuna birşeyler daha ekledi. Yatağına uzandı, ışığı kapattı. Gözü kapalı olduğu halde göz kapaklarının iç yüzünde dairesel şekiller belirmeye başladı, kırmızıydılar ve büyüyüp yok oluyorlardı. Sonra acıyı anımsadı, bağırma isteğini, kalp atışlarını, düştüğünü anımsadı. İçi sıkıldı, ışığı açtı. Ne zaman olmuştu bunlar rüyamıydı, fakat başka rüyasını da anımsamadı, hatta başka bir anısınıda. Hatırladığı tek bir insan yoktu. Herhalde hasta olmuştu. Belkide kubbede sızıntı vardı, belkide bir tür gezegen sendromu yaşıyordu. Yarın ilk iş detaylı analiz için çarmıha girmeyi planladı. Bu tip konularda hiç acele etmez, aslında çok umursamaz davranırdı. Bunun tabii sonuçlarına katlanacak gücü olduğundan değilde, koruyucu bir meleğinin olduğuna inandığından rahat bir uyku çekmek için pozisyonunu değiştirdi. Işığı kapattı. Fakat karanlık müthiş derecede rahatsızlık veriyordu, fiziksel bir etki olmamasına rağmen ciddi biçimde bir korku uyumasına engel oldu.

1 yorum:

kuyu dedi ki...

başlık için teşekkürler bu arada