17 Mart 2010 Çarşamba

KUŞAĞINDA KIZILLIK VAR AYNALARIN

bu cam tekrar kırılacak
hepinizi temin ederim
sancı, tariflerin gerisinde kalır karnımın
kapanıyor mağaraların ağızları
her zaman yalnızlığı gösterir
sokuldukça akranlarımın ruhları yatağıma
renkleri dağılıyor paralelliklerin
tüm korkaklar gibi ben de geceleri kaçıyorum gerçeklerden
tünelin sonundaki ışık sadece bir ateş böceği
yürüyorsak, kaldırımların bir bildiği vardır diye yürüyoruz
şehir, bizi sürekli rahmine taşır kirli kalabalığın
yanağına bastır yılanların ayaklarını ve kus
iksirinden yoksun dünyanın en güzel cadısı
sadece kilise çanları çaldıkça okuyor kitabını
ve çizgi film izliyor yandıkça baş parmağı
mumlar iki vakte kadar tükensin
şayet ellerimizi kelepçeleyecek bir çağın kurtçukları
tüm zindanlarınızdan sağ çıktım bunu biliyor kokuşmuş tanrınız
kağıtlar eskidikçe ateşi çıkıyor uygarlığın
galibiyetsiz atların belirtisiz isim tamlamaları gibi suskun nalları
sahilden bir kum tanesi, tanıdık ve son derece sevimsiz bir kadın
üç beş martının kanadında buldu uçma kuvvetinin esrar ını
içen bir kokpit dolusu erkeklik narası
278 kişinin ölümüyle sonuçlandı

Hiç yorum yok: