13 Mayıs 2009 Çarşamba

Değişen Tek Şey Kendimizdik

Gözleriniz eskiden daha masumdu
Saçlarınızın rengi gerçekti
Ufak dudaklarınız rujsuzdu ve ojesizdi tırnaklarınız
Ve ben sonradan tiksinmeye başladım
Rujun tadından ve ojenin kokusundan
Bilemem kastım “j” harfine mi,
Yoksa arzum boyasız tenleriniz mi, gerçekten gerçek ten kokusu kokan gerçek ten mi?
Eskiden daha güzeldi hatlarınız güzel kadınlar
Şimdi köşeli ve sivri
Daha kesici dişleriniz ve sözleriniz daha elem verici

Ben de değiştim elbet, hangimiz aynı kaldık ki (ölenler hariç)
Daha az yalan söylerdim eskiden
Kendime ve sevdiğim kadınlara daha az işkence çektirirdim
Hiç çektirmezdim belki de
Daha az gururluydum
Ya da gururumdan kaybettiklerim hiç yoktu
Eskiden hiç içmedim, hiç içmezdim, eskiden içerdim, eskiden hiç içmedim, ya şimdi?
Sakallarım, tırnaklarım, saçım uzun olmadı hiç bu kadar
Hiç bu kadar şişman değildi, hep şişman vücudum
Hiç kusmadım on dört sene boyunca, ya şimdi?
Adam ya sakalını uzatmamalı ya da kusmamalı her öğün ve her adım
Eskiden daha yeni filmler izlerdim, yenilerde daha eski filmler
Ve daha çok arar oldum kendimi okuduğum her şairde

Ve kulağımdan, saçımdan bir yerlerden, bir ürperti
Hayatımda hiç bu kadar kalbim kalkmamıştı belki de
Bir el bir kulakla birleşince kalp yetmeyebilirmiş
Adam ya gururlu olmalı ya da gururundan ölmemeli her an

Ve bütün bu kadınlar bu kadar değişmişken
Ben bütünden değişmişken
Ne yapmak zamanıdır şimdi?

Şubat – Mayıs 2009

Hiç yorum yok: